Zamanında

Na hora

Zamanında

Que linda era a romã que rompeu deste jardim em sua época
zamanında ne güzeldi bu bahçeden kopan nar
sorriso no meu rosto costumava ser diferente então
yüzümde gülümseme bir başka dururdu o zamanlar
as dores emprestadas, as crianças correndo dentro de mim se comportam
ağrılar ödünçtü, içimde koşan çocuklar uslu
Que mesas férteis seriam colocadas para os convidados
misafirlere ne bereketli sofralar kurulurdu

o verão costumava ser longo
yaz uzundu eskiden
Não houve tais perdas no tempo
zamanında böyle kayıplar yoktu
nossas alegrias eram reais
sevinçlerimiz gerçekti
esperançoso depois de uma lágrima
gözyaşının ertesi umutlu
(esperançoso após tristezas)
(hüzünlerin ertesi umutlu)

Eu estava linda, na hora certa como aqueles verões
güzeldim ben o yazlar kadar zamanında

Eu tinha muita familia
ailem çoktu
Eu estava linda, na hora certa como aqueles verões
güzeldim ben o yazlar kadar zamanında
não havia muito choro no verão
yazın bu kadar ağlamak yoktu

Estávamos otimistas na época, pensamos que eles nunca quebrariam
zamanında iyimserdik hiç olmaz zannettik ayrılıklar
Todos aqueles que vieram e nasceram luta pela vida temporária cresceram
gelip geçici ömür mücadele büyürmüş bütün doğanlar
Minha idade era pequena, a casa ia e vinha mais velha
yaşım küçükmüş geleni gideni büyükmüş evin
Tia tio também, mas filha de uma casa ainda é minha
çok olur halası dayısı ama bir evin bir kızı hala benim